1 Haziran 2008 Pazar

Selman-ı Fârisî'nin Kölelikten Kurtarılması

Selman-ı Fârisî Hazretleri, daha önce Yahudîlerin kölesi idi.

Resûl-i Ekrem Efendimiz, bir gün kendisini çağırarak,
"Ey Selman! Kendini kölelikten kurtarmak için, efendinle pazarlık yaparak anlaş" dedi.

Hz. Selman, efendisine durumu arzedince, o,
"Üç yüz hurma fidanını diker ve ayrıca 40 ukiyye [bin 600 dirhem] altın verirsen âzad ederim." dedi.

Bunun üzerine Hz. Selman, Resûl-i Ekrem Efendimizin yanına gelip durumunu arzetti. Peygamber Efendimiz, ashabına,
"Kardeşinize yardım ediniz." buyurdu.

Bu emir üzerine sahabîler, bir anda kendi aralarında gerekli olan 300 hurma fidanını topladılar. Hurma fidanları toplanınca Peygamber Efendimiz,
"Ey Selman! Git de şu fidanlar için çukurlar kaz! Bitirince de gelip bana haber ver. Ben onları kendi elimle dikeyim!" diye ferman etti.

Sahabîlerin de yardımıyla Hz. Selman çukurları kazıp bitirince, Efendimize haber verdi.

Resûl-i Kibriya Efendimiz, bizzat mübârek eliyle, biri müstesna, diğer bütün hurma fidanlarını dikti. O sene zarfında Efendimizin diktiği bütün fidanlar hurma verdi. Yalnız, başkasının diktiği bir tek fidan hurma vermedi. Peygamber Efendimiz onu da çıkardı, yeniden dikti; o da meyve verdi.

Böylece, Hz. Selman, Benî Kurayza Yahudîlerinden olan efendisine hurma ağaçları borcunu ödemiş oldu. (1)

Hurma ağacı borcunu ödeyen Hz. Selman'ın sâdece altın borcu kalmıştı.

Bunu da bizzat Hz. Selman şöyle anlatır:
"Resûlullah (s.a.v.), gazâların birinden tavuk yumurtası kadar bir altın külçesi getirmişti. Beni huzuruna çağırttı ve, 'Ey Selman! Bunu al, borcunu öde.' buyurdu.

"Ben, 'Yâ Resûlallah...' dedim, 'Bu kadarcık altın parçasıyla borcum ödenmez ki!'"

"Külçeyi eline alıp tükürüğünü sürdü ve, 'Al bunu! Allah, senin borcunu bununla ödeyecektir!' buyurdu."

"Bunun üzerine ondan alacaklıya tartıp tartıp verdim. Borcum olan 40 ukiyyeyi [bin 600 dirhem] verdikten sonra, o tavuk yumurtası kadar olan altın parçası eskisi gibi bana kaldı!" (2)

1: İbn-i Hişam, Sîre, c. 1, s. 234-235; İsfahanî, Delâilû'n-Nübüvve, s. 218-219; Bediüzzaman Said Nursî, Mektûbat, s. 135-136.
2: İbn-i Hişam, A.g.e., c. 1, s. 235; İbn-i Sa'd, A.g.e., c. 1, s. 185; Kadı İyaz, Şifa, c. 1, s. 277-278.
Kaynak : Kaynak : Kainatın Efendisi, Peygamberimizin Hayatı - 2, Salih Suruç, Nesil Yayınları, 111. Baskı, Mart 2007, sayfa 291

Hiç yorum yok: