17 Mayıs 2007 Perşembe

Hz. Abbâs'ın Mektubu

Hicretin üzerinden üç yıl geçmişti ve Şevval ayının bir Perşembe günüydü. Efendimiz'in (s.a.v.), Kuba'da bulunduğu bir sırada Hz Abbâs'ın gönderdiği mektup eline ulaşmış ve mektubu kendisine okuyan Übeyy İbn Ka'b'ı dinledikten sonra bunu gizli tutmalarını söyleyerek Sa'd İbn Rebî'in yanına gitmişti.

Meğer etraftaki kabilelerden de destek alan Kureyş, Bedir'de aldığı yarayı sarıp Müslümanlardan intikam alabilmek için hazırlığını yaptığı orduyla Mekke'den hareket etmiş, son bir hamleyle kesin çözüm alabilmek için Medine'ye doğru ilerliyordu. Hatta bu ordu için Kureyş, Bedir öncesinde Şam'a gidip de gelen Ebû Süfyân kervanındaki mallarını himmet edip hazırlanacak ordu için vermiş ve Medine'den intikam alabilmek için bu orduya daha başka katkılarda da bulunmuştu. Konuyu haber veren Cibril'in getirdiği âyette şu bilgi verilecekti:

-Şüphesiz ki o kafirler, Allah yolundan insanları geri çevirmek için mallarını infak ediyorlar. Gerçi onu infak edecekler ama bu, yine de onların aleyhine cerayan edip yürek yakan bir hicrana dönüşecek ve mağlup olacaklar.(Enfâl, 8/36)


Bu haber üzerine Allah Resûlü (s.a.v.), önce farklı yönlere ashabından bazılarını göndererek üzerlerine gelen Mekke ordusuna ait haberlerin hiç atlamadan kendisine ulaştırılmasını istemişti.

Durumun nezaketine binaen Sa'd İbn Muâz, Üseyd İbn Hudayr ve Sa'd İbn Ubâde gibi sahabîler, Efendimiz'in etrafında silahlarını almış, namaz kılarken bile silahlarını yanlarından ayırmadan nöbet tutuyorlardı.

Kaynak: Gönül Tahtımızın Eşsiz Sultanı Efendimiz (s.a.v) -2-, Bedir'den Gönüller Sultanlığına, sayfa 121, Reşit Haylamaz, Işık Yayınları 2007